Dünya'da 13 farklı türü bulunan su samurunun Türkiye'de yaşadığı bilinen yalnızca bir türü vardır: Latince adı "Lutra lutra" olan Avrasya su samuru. Su samuru suda yüzerken kulakları, burnu ve gözleri su üstünde kalır. Sessizce yüzüp tüm sesleri ve kokuları algılayabilir; görme, koku alma ve duyma yeteneği çok hassastır. Her büyüklükteki nehir ve ırmaklar su samurunun yaşam alanı olabilir.
Su samurunun kafasının tepesi koyu kahverengidir. Gözleri kafasının üst kısmında yer aldığı için vücudu su altındayken de görmeye devam edebilir. Güçlü ve büyük kuyruğu vücudunun yaklaşık üçte biri ağırlığındadır. Yüzerken ve dalış yaparken perdeli ayakları itme gücü sağlar.
Ortalama 12 kilo ağırlığındadır, 16 yaşına kadar yaşadıkları gözlemlenmiştir.
Sık tüyleri su samurunu neme ve soğuğa karşı korur. Balinalar ve foklar gibi deniz memelilerinden farklı olarak su samurunun onu izole edecek bir yağ tabakası yoktur. Bir santimetrekarelik deride 70.000'e kadar tüy vardır. Bu, yerli vahşi hayvanlar arasında bir rekordur. Toplamda 140 milyona varan tüy sayısı gerekli izolasyonu sağlar. Su samurunun vücudundaki tüyler kenetlenerek su ve havayı aralarında sıkıştırır, böylece ısı kaybı dengelenmiş olur. Dalışlar sırasında, bu hava yastıkları basınçla kısmen tekrar kürkten dışarıya doğru bastırılır ve bu da su samurlarını arkalarından gelen uzun kabarcık zincirlerine yol açar. Su samurunun derisi su altında olsa bile her zaman kuru ve sıcak kalır.
Gündüz dinlenmek için, kıyı bölgesinde uygun alanlar arar. Kıyılardaki kuru odunlardan, köklerden ve sazlıklardan faydalanır. Her su samuru, su kıyısında belirlediği birkaç kilometre boyunca birden çok uyku yeri kullanır. Kendi uyku bölgelerinin sınırlarını işaretlemek için genellikle çıkıntılı taşlara ve belirgin yerlere dışkı işaretleri yerleştirir. Bu işaretlerin kendine has bir balık yağı kokusu vardır, sindirilemeyen balık pulları ve kemiklerini içerir.
Yiyecek menüleri oldukça zengindir. Her türden balığı, avlayabildiği her şeyi tüketebilir. Bu nedenle yiyecek yelpazesi mevsime göre değişir: amfibileri, su kuşlarını, küçük memelileri, kabukluları, salyangozları ve böcekler gibi omurgasızları yerler. Taşların, kurumuş odunların altında, suyun dibinde yiyecek arar. Uzun bıyıkları, küçük avlarını bile bulmasına yardımcı olur. Yedi dakikaya kadar su altında kalabilir.
Bazen küçük gruplar halinde bulunsalar da genellikle soliter (tek yaşayan) hayvanlardır. Hem yavru hem de yetişkin su samurları, su içerisinde birbirleri ile kovalama, ters yüzme, kayma vb. oyunları oynar. Bu davranışların genç bireylerin avlanma tekniklerini geliştirmesine yardımcı olduğu düşünülmektedir. Su samurları, kısa, tiz bir ıslık sesi çıkarır.
Karayolu trafiği, su sansarı için en büyük tehditlerden biridir. Çarpışmalar özellikle köprülerde yaygındır. Nehir boyunca köprülerin altında kıyı yoksa veya köprünün altındaki suyun akış hızı kuvvetliyse, su samuru köprülerin altında yüzmekten kaçınır. Bu da karayolunu kullanmasına neden olur. Su samurlarının yaşamını tehdit eden diğer faktörler de; yaşam alanlarının tahrip edilmesi, çevre kirliliği, pestisit, balık çiftliklerinde öldürme ve avcılıktır.
Kaynaklar:
-Su Samuru Tür İzleme Projesi https://tvk.csb.gov.tr/su-samuru-tur-izleme-projesi-i-84114
-Avrasya Su Samuru, Lutra lutra (Linnaeus, 1758)’nın Türkiye’deki Yayılış Kayıtları https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/267037
Comments